top of page
Ara
Yazarın fotoğrafıKardelen

DR.NIRDOSH KOHRA İLE KORONA VİRÜS MÜCADELESİ SÖYLEŞİSİ

Güncelleme tarihi: 25 Mar 2020

DR.NIRDOSH KOHRA İLE KORONA VİRÜS MÜCADELESİNDE KORKU, PANİK VE ANKSİYETE İLE BAŞ ETMEK

Belki zorlu bir zamandan geçiyoruz, evet, ama buna zorlu demek yerine 'alışık olmadığımız' diyerek başlayalım bu yazıya. Duygusal farklılıkları belki de en yoğun bir şekilde hissediyoruz. Peki bu duygusal farklılıkları yaşarken bedenimize ve zihnimize bakıyor muyuz? Geçen akşam instagram üzerinden gerçekleşen bir canlı yayın ile dünyanın ta öbür ucuna, Brezilya’da olan Dr. Nirdosh Kohra’ya bağlandık ve korona virüsten etkilenen zihnimiz ve bedenimiz üzerine onun engin bilgilerinden faydalandık. Şimdi o akşam aldığım notları sizlerle de paylaşmak istiyorum.



Daha önce de sayısız virüsle baş ettik. Ama Korona, büyük bir hızla dünyanın her yerinde görülmeye başlamış, henüz bir ilacı olmayan ve reaksiyonu yoğun bir nabzı hissettiren bir virüs.

Toplumsal olarak da, kişisel olarak da ilk günden itibaren fazlasıyla etkilendik, etkilenmeye de devam etmekteyiz. Bir korku ve panik hali içerisinde bulduk kendimizi. Bunun başlıca sebeplerinden biri de medya ve sosyal medyada yayılan yanlış bilgilendirmeler.

Korku, yaşamda kalmak için ihtiyacımız olan , biyolojik olarak hepimizde var olan bir duygudur. Bu hayatta kalma durumu “savaş - kaç - don” sistemi le devreye giriyor. Korku hali belli bir yaşam stilinin üstüne yerleşmediği sürece yararlı bir duygudur. Doğal hali çok kısa süren bir duygudur; bir karar verme halidir. Ama hayatınızı etkilemeye başlarsa önce zihninizi, hemen ardından bedeninizi ele geçirir. Hayatta kalma halinden korku - endişe - panik döngüsüne girdiğiniz bir hal alır.

İçinde olduğumuz şu dönemde, korkuyu zamanı geldiğinde “savaş - kaç ya da don” kısmında donma kısmını kullanıyor; ne savaşıyoruz, ne de harekete geçiyoruz. Bu hal de uzun sürdüğünde birçok hastalığa davetiye çıkarıyor hem zihnimizde, hem de bedenimizde.

Korkuya neden olan sebeplerin başlıcaları ekonomik sorunlar, ilişkilerde yaşanan iletişimsel sorunlardır: Ekonomik sorunlarda kişi geçimini sağlayacak parayı nasıl kazanacağını düşünerek gelecek kaygısı yaşar. İlişkilerdeki iletişim sorunlarına gelince, insan sosyal bir canlıdır. Sosyalleşmeyi sever, aksi takdirde bağlanma sorunu yaşadığının kaygısına girer.

Bu gibi sorunlarla karşılaşan zihin ve beden, iki farklı şekilde tetiklenir:

Öznel tetiklenmede bedenin bir bölgesinde dengesizleşme şeklinde görülür.

Ama birden çok kaygı duyan kişide bu bedendeki dengelerin bozulmalarına yanı sıra panik, panik atak, anksiyete gibi zihindeki dengesizleşmelerle görülür.

Korona virüsü konusunda ilk tetiklenen konu kişinin ekonomik ve sosyal hayatının etkilenmesinden kaynaklanmakta. Tek bir tetiklenme ile başlayıp, zihin ne kadar çok endişe ile beslenirse bir o kadar bu birden çok tetiklenmeyi beraberinde getirerek panik, panik atak, anksiyeteye çevirir kendisini.

Her insan bu tetiklenmelere farklı bir cevap vermektedir; kimi panik olmuyor sakinliğin içinde kalıyor, kimi psikolojik olarak panik halinden çıkamıyor, kimi duygusal davranışlarında farklılık yaşayarak çevresine katı davranışlar sergiler. Bu davranışsal farklılıklar, kendini kişinin korkusu ile besleyerek hayatta kalma tepkisi verir.

Korona virüsünün hayatımızda kendini göstermesiyle birlikte duygusal olarak bazı ana tetikleyiciler yaşamaktayız. Peki bu tetikleyiciler nelerdir ve nasıl bu tetikleyiciler karşısında nasıl sağlıklı bir şekilde dururuz?

Hasta olma ya da ölme korkusu, sosyal bir canlı olarak sosyal izolasyona girmenin getirdiği yalnız kalma korkusu, ekonomik kaynakları kaybetme korkusu ve sevdiğimiz insanları kaybetme korkusu bu dönemde karşımıza çıkan duygusal tetikleyicilerin başında gelmektedir. Bu konuda yapabileceğimiz tek şey, hijyene her zamankinden daha fazla önem vermemiz ve bağışıklığımızı güçlendirmeye odaklanmak olmalıdır. Peki bağışıklığı güçlendirmek için neler yapmalıyız:

Bağışıklığı bedenen güçlendirmek için:

· Kişisel hijyenimiz konusunda yapabileceğimiz tek şey, ellerimizi olabildiğince sık sabunla yıkamalıyız.Dışarı çıkmak zorunda kaldıysak ve ellerimizi yıkayamayacak durumdaysak dezanfektanlarımızı, kolonyamızı yanımızdan ayırmamak!

· Bedenimiz için mutlaka yapmamız gerekenlerden biri de en az 3 litre su içmek!

· Taze sebze - meyve yiyin.

· Hamur işi, süt ürünleri ve hayvansal gıda ürünlerini tüketmeyi azaltın.

· D vitamini almayı unutmayın; kalabalık alanlarda olmadan güneşe çıkın. Günde en az 15 dakika yüzünüzü, kollarınızı güneşe gösterin. Unutmayın bu virüs havadan bulaşmıyor, sadece insandan insana, temas edilen yerlerden alınıyor.

· İnsan bedeni hareket etmek için tasarlanmıştır. Evde olsanız bile hareketi bedeninize kazandırabilirsiniz. Sevdiğiniz müzikleri açıp dans edebilirsiniz. Evinizde internet üzerinden online derslerle yoga - pilates yapın.

Bağışıklığı zihnen güçlendirmek için:

· Gülmek! Gülmek, bağışıklığı güçlendiren en temel eylemdir. Zihnimizi anında etkiler, beden de hemen ardından hakkına düşen enerjiyi alır. Bu süreçte korkuyu değil, gülmeyi besleyelim. Bunun için hoşunuza giden bir komedi film açıp izleyebilirsiniz.

· Dikkatimizi içeri davet etmek için günde en az 15 dakika meditasyon yapın. Daha önce hiç deneyimlemediyseniz şimdi tam zamanı!

· Kitap okuyarak bambaşka dünyalara açılan kapıları aralayın.

· Sevdiklerinizle bir araya gelmek, bu dönemde hem sizin hem de sevdikleriniz için daha hassas bir dönem. Ama bu sosyal hayatınızı bitirmek anlamına gelmiyor; mesajlaşma yerine sık sık görüntülü sohbetler yapın. Birbirinizi bir telefon ya da bilgisayar ekranında bile olsa görmek korkuyu zihninizde barındırmaz.

Bu zamana kadar düşüncelerimiz hep dışarıdaydı, şimdi onu biraz içeri davet etme vakti hepimiz için. Korku, dışarıda olanlara yoğunlaştığımızda beslenir. Düşüncelerinizle kendinize döndüğünüzde ise korkuyu uzaklaştırmış ve bağışıklığımızı yükseltmiş oluruz.

Unutmayın; beden ve zihin bir bütündür. Birbirinden ayrı olarak çalışmaz. Zihninizde ürettiğiniz her olumlu ya da olumsuz tepki, mutlaka bedeninizde de kendini hissettirecektir.

Bu süreci bir inziva gibi düşünüp, kendimizle kalmanın, kendimizi keşfetmenin bir yolu olarak görelim.

DEFNE ARIKAN

Doula - Doğum Destekçisi

26 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page